Obsesyonlar (saplantı, takıntı), kişi istemediği halde zihnine gelen yineleyici ve sıkıntı verici düşünce , dürtü veya imgelerdir. Kompulsiyon (zorlantı) ise obsesyonlara tepki olarak obsesyonların verdiği sıkınıtıyı azaltmak amacıyla ortaya çıkan yineleyici davranışlar ve zihinsel eylemlerdir. Takıntının verdiği sıkıntıyı azaltmak için ortaya çıkar ancak bir süre sonra denetlenemez ve bu davranışların kendisi de sıkıntı verici olmaya başlar.
Takıntılı düşüncelerin günlük yaşamımızı etkileyecek, günlük aktivitelerimizi kısıtlayacak düzeye gelmesi durumuna Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) adı verilir. OKB’nin her 100 kişiden 2-3’ünde görüldüğü saptanmıştır. Genellikle ergenlik ve genç erişkinlik dönemlerinde başlamasına rağmen her yaşta görülebilir. Obsesif düşünceler genellikle kirlenme, bulaş, saldırganlık, zarar verme korkuları, dini, cinsel alan veya sıralama, sayma, düzen şeklinde görülebilir. OKB etyolojisinde psikososyal, bilişsel, biyolojik (genetik, nörotransmitter sistemindeki anormallikler) birçok farklı değişkenin etkili olduğu düşünülmektedir.
Bilişsel Davranışçı Terapi ve psikofarmakolojik tedavi OKB tedavisinde en etkili yöntemlerdendir.
Bilgilendirme amaçlı yazıdır.
Comments